19 Ekim 2014 Pazar

Savaş izlemek - Kaş yapayım derken göz çıkarmak

Kobanê kuşatmasının başlangıcından bu yana, hem orada olan biteni doğru anlamak, doğru anlatmak hem de direnişe destek olmak isteyen gazeteci-blogçu tayfası olarak muazzam zorluk yaşıyoruz. Bunun başlıca sebebi, Kobanê'nin "İslâm Devleti"nin eline düşmesini isteyenlerin çakallıkları değil. Aksine, Kobanê'deki direnişe duyarlı olan, direnişin başarısını isteyen, ama çocuk kandırma usulleriyle propaganda yapılabileceğini ve bunun da sonuçta işe yarayacağını sananların kaş yapayım derken göz çıkarma faaliyetleri.

Şehri kuşatan İD, şehri savunan YPG savaşçılarının ve orada yaşamaya veya cephe gerisi hizmetleri yapmaya çalışan sivillerin kararlılığını azaltmak, moral bozmak, direnişi kırmak için uydurma haberler yayabilir. Nitekim yayıyorlar. Olan biteni o tarafından değil bu tarafından sunabilir ki, gerçeğin anlaşılmasını önlesin. Nitekim bunu da bol bol yapıyorlar. En sevdikleri uyduruk türü, özel amaçlı, "YPG karargâhını havaya uçurduk" yollu şeyler, genel amaçlı olanı da "PKK Kandil'i terk edip Esad'a katıldı" başlıklı "haber".

Buna karşılık, somut bir savaş sürdüren YPG karargâhı da, öldürdüğü İD'lilerin sayısını fazla göstermek, İD'i yanlış yere yöneltmek veya kendi muhtemel harekâtı-taktikleri hakkında düşmanı yanıltmak için ya da sadece moral yükseltmek için propaganda amaçlı yanlış bilgiler yayabilir. Bu bir savaştır, YPG'ninki de bir karargâhtır, bunu normal karşılamak gerekir.

Benim gibi, hem sağlıklı bilgi alıp aktarabilme ve yorumlayabilme peşinde olan hem de elbette direnişin zaferini isteyen insanların bu şartlarda sadece susma veya propagandaya katılma seçenekleriyle karşı karşıya olduğunu ileri sürmek, gazetecilik diye bir mesleğin varlık sebebini inkâr etmek olur.

Kobanê'de savaşın kısa veya uzun vadeli sonucu ne olursa olsun bu Rojava şehrinin adı, artık bir destanın adıdır. Ve muhtemelen Kürtlerin özgürlük mücadelesinde başka hiçbir şeyle kıyaslanmayacak bir sembolik yer tutacaktır. Kürtlerin özgürlük mücadelesinden bütün dünyayı haberdar etmek ve bu mücadeleye büyük sempati toplamak gibi bir işlevi şimdiden yerine getirdi bile.

Kobanê direnişinin, adalet ve özgürlük uğruna müthiş fedakârca, kahramanca sürdürülen bir mücadele olarak hatırlanmasını istemek, sadece Kürtlerin değil, orada kuşatma varolduğu sürece heyecan ve huzursuzluğundan gece uyku uyuyamayan, uyursa kötü haber almaktan korka korka uyanan bütün insanların hakkıdır. Olan biteni azıcık dikkatlice izleyen kimsenin yutmayacağı yalan yanlış şeyleri ortalığa saçarak bu mücadeleye katkı yapacağını sananlar bu ruha zarar veriyor. Ayrıca, bilgi niyetine ortaya savrulan şeyin sahteliğini bir bakışta anlayanlar çoğu zaman aktarılanın aksini düşünmeye başlıyor.

* * *

Son günlerde okuduğum iki önemli yazının linklerini buraya ekleyeceğim. İkisi de somut bilgi veya analizler-yorumlar içeriyorlar. Ama ikisi de öznel bakış açılarıyla yazılmış. İkisini de yazan direnişi destekliyor. Ama manipülasyon yapmıyorlar. Neyi niye söylediklerini gizlemiyorlar.

• Gary Brecher, "The War Nerd: Nobody could have predicted Islamic State’s retreat from Kobane (except me)"

• Heysam Mislim, "Kobane Diary: 4 Days Inside the City Fighting an Unprecedented Resistance Against ISIS"

[ EK / 19.10.2014 - Al Jazeera Türk'te Şerif Naşaşibi, Irak-Suriye haberlerinde güvenilirlik sorununu ele aldı: "IŞİD krizinde güvenilir haber sorunu". Gerçekten de bu son kriz, sözkonusu sorunu en ağır yaşadığımız durum sayılabilir. ]